Sürdürülebilirlik içinde bulunduğumuz bu yüzyılda, belki de benimsememiz gereken en geniş anlama sahip kavram. Modadan tarıma, gıdadan ekonomiye birçok alanda sürdürülebilirliği konuşuyoruz. Sanata gelince de, sürdürülebilirlik terimi çeşitli anlamlar kazanmaya devam ediyor.
Bilindiği üzere yakın bir tarih olan 2030’da daha “yaşanabilir” bir dünyaya ulaşmak için takip ettiğimiz, Birleşmiş Milletler’in 17 adet sürdürülebilir kalkınma hedefi bulunmakta. Sanat dünyasında en çok yankılananı ise 12. sıradaki Sorumlu Üretim ve Tüketim hedefi. Sorumlu Üretim ve Tüketim en yalın tanımıyla, şirketlerin operasyonlarının her aşamasında çevreye duyarlı uygulamalara yönelik çalışmalarını ve ürünlerinde doğal malzeme kullanımını artırmalarını hedeflemeyi amaçlar. Seri olarak üretimi yapılan birçok üründe bu hedefe yönelik gelişme sağlayabilmek adına, ürün tasarımı yapan sanatçılar, yaptıkları tasarımların temellerini yeniden değerlendirerek sürdürülebilir adımlara ulaşmak için revizyonlar getiriyorlar.
Ürün bazında yüksek düzeyde gelişmeler yaşanırken, sürdürülebilirlik fikri aynı zamanda günlük yaşamları ve bireysel sanatçılar tarafından üretilen biricik işleri de etkiliyor. Sürdürülebilir sanat, kendi alanında maddi olarak en kazanç sağlayanı olmasa da, potansiyel çözümler önermeyi ve sanatçının tutku alanına göre “sürdürülebilirlik” konularında farkındalık yaratmayı amaçlıyor.
Geçmişten Gelen Sürdürülebilir Sanat: Japon Sanatı
Furoshiki: Günümüzde artık pek çok sanatçı giderek daha çevre dostu uygulamaları benimsemeye çabalarken bazı kültürler bu ilkeleri yüzyıllardır uyguluyor. Örneğin Japon kumaş katlama sanatı olan Furoshiki, yüzyıllar önce değerli eşyaları taşırken korumaya alabilme amacıyla başlamış olup günümüzde hediyeleri paketlemek veya çeşitli çantalar tasarlamak için kullanılıyor.
Furoshiki ile yapılmış bir çanta (kotokyojp.com)
Kintsugi: Yine Japonya’da 15. yüzyıldan beri ileri dönüşüm hareketini destekleyerek , kırılmış/kullanılamayan nesneleri kullanılabilir hale dönüştüren bir sanat formudur.
Kintsugi sanatı ile bir kase
Her iki sanat formu da yıpranmış nesneleri değerlendirerek popüler sanat algısını sürdürülebilirliğe doğru dönüştürmeye ve bu hareketin lideri olarak Japon sanatının yerini sağlamlaştırmasına yardımcı olmuştur.
Popüler Sanat Algısı: Sürdürülebilirlik
Kültürel hareketlerin dışında, dünyanın dört bir yanındaki sanatçılar sürdürülebilir sanat fikrini farklı şekillerde benimsiyorlar. Örneğin John Sabraw, Toxic Sludge resimleri gibi bazı çalışmalarında medya olarak kirli toprak parçalarını kullanıyor.
Bir diğer yandan sanat okulları, üzerinde çalıştıkları uygulamaları sürdürülebilirliği sağlamak adına revize ediyorlar. Örneğin, Maryland Institute College of Art, öğrencilerin yaratıcılıklarını bugün dünyanın karşı karşıya olduğu sosyal ve çevresel sorunlarla baş edebilmek için kullanmalarına yoğunlaşıyor. Eski olanı çöp olarak görmek yerine onlara yeni bir hayat getirerek sanatlarını ortaya koymaları için gelişimlerini destekliyor. Bir diğer örneğe bakarsak, The Center for Art Education and Sustainability gibi kar amacı gütmeyen kuruluşlar da, kurumları ve öğrencileri sürdürülebilirlik uygulamalarını dünya çapında genişletebilecekleri yollar konusunda eğitmek için çalışmalar yürütüyor.
Sürdürülebilir Sanat Türleri yazımız için takipte kalın.
Kaynak: