Çevre Mühendisliği Dünya Ekoloji Hava İklim Değişikliği Sürdürülebilirlik

Green Deal Bize Neler Getirecek?

130521_ElifMurtekin_GreenDeal

“Nedir Bu Green Deal?” yazımızda EU Green Deal yani Avrupa Yeşil Mutabakatı’nın ne olduğundan ve belirlenen hedeflerden bahsetmiştik. İklim değişikliğinin önüne geçilebilmesi için Türkiye’nin en önemli ekonomik iş ortağı Avrupa Birliği’nin başında olduğu bu mutabakat, Avrupa ekonomisini olduğu kadar Avrupa’nın paydaşlarını ve iş ortaklarını da doğrudan etkileyecek. Peki bu mutabakatın ülkemize getirmesi muhtemel olan uygulamalar ve değişikler nelerdir?

Sınırda Karbon Mekanizması Bizi Neden Etkiler?

AB’nin uluslararası ticaret ilişkilerini bu yeşil düzen çerçevesinde yeniden düzenleyeceği aşikardır. Ticaret Sistemi (ETS) kapsamında karbonu fiyatlandıran Avrupa Birliği, elektrik üretimi, çimento demir-çelik gibi emisyon yoğun sektörlerde karbon salımını sınırlandırıp, bu sınırı aşan üreticileri ilave bedeller ödemek zorunda bırakıyordu. Yeşil Mutabakat kapsamında tartışılan yeni tedbirler arasında ETS’nin yeni sektörleri kapsayacak şekilde genişletilmesi planlanıyor. AB Komisyonu, bununla beraber, Avrupalı üreticileri fiyatlanmadığı veya karbon salım maliyetinin daha düşük olduğu ülkelerden gelecek rekabete karşı korumak amacıyla “Sınırda Karbon Vergisi Mekanizması” geliştirmeyi öngörüyor.

Bu tür politikaların, ticaretinin yarısından fazlasını AB ile sürdüren ve en büyük ve önemli yatırım kaynağını AB olan Türkiye ekonomisi için çok önemli sonuçları olacaktır. Sınırda Karbon Vergisi, emisyonları geçtiğimiz 30 yıl içerisinde % 130 artan Türkiye için, yoğunluğunu azaltmadığı taktirde AB ülkelerine ihracatında yaşanacak ciddi kayıplar anlamına gelmektedir (WWF).

Sınırda Karbon Mekanizması Bizi Nasıl Etkiler?

Sınırda karbon vergisi gibi uygulamalar ile AB’ye hammade, ara ürün ya da nihai ürün ihracatı yapan şirketlerin yakın zamanda AB tarafından getirilecek düzenlemelere göre ihraç ettikleri ürünler için karbon vergisi ödemek durumunda kalması muhtemel. Yurt dışındaki yatırımcı ve yatırım fonlarının yeşil ya da sürdürülebilir faaliyetler gösteren şirketlere yatırım yapmayı tercih etmeleriyle faaliyetleri sürdürülebilir olmayan ya da karbon yoğun şirketlerin yatırım alması zorlaşacaktır.

İşte bu noktada Avrupa Yeşil Mutabakatı Türkiye için bir risk olduğu kadar, sürdürülebilir kalkınmayı hedefleyen bir dönüşümün aracı olabilecek yepyeni bir fırsat olarak değerlendirilmelidir.

Bu kapsamda Türkiye’deki özellikle elektrik üretimi, çimento demir-çelik gibi yoğun sektörlerde ve AB pazarına ihracat yapan ya da böyle bir firmaya girdi sağlayan tedarikçiler için AB’nin karbon ile ilgili düzenlemesine hazırlık yapılmalıdır. Şirketin karbon ayak izinin ölçülmesi ve düzenli olarak raporlanması için sistem oluşturulmalı ve mevcut durumu iyileştirmek için sektör bazlı yeni stratejiler oluşturulmalıdır.

Kaynaklar:

Yazar hakkında

Elif Mürtekin