“Madendeki inciyi aradıkça madensin.
Ekmek lokmasına heves ettikçe ekmeksin.
Şu kapalı sözü anlarsan anlarsın her şeyi;
Neyi arıyorsun sen osun.”
Mevlana Celaleddin Rumi
Ne yersek, ne içersek, nasıl bir hayat sürersek, neleri alışkanlık edinirsek, zamanın tesiriyle en nihayetinde onlara dönüşüyoruz. Peki, ne yediğimizi gerçekten biliyor muyuz? Alışkanlıklarımızın ne kadar farkındayız, tüketimlerimizin ne kadar bilincindeyiz? Çevreye, insan sağlığına, hayvan haklarına, etik değerlerimize ne kadar duyarlı davranıldığından gerçekten haberdar mıyız? Peki, yediğimiz tavuktan, içtiğimiz sütten, kullandığımız deterjandan… Çocuklarımıza ideal bir dünya bıraktığımızdan emin miyiz?
Süpermarket dünyasında yaşarken sağlıklı ve adil gıdaya uygun bir fiyatla ulaşmamız oldukça zor. Özellikle yaşamın gereklilikleri sebebiyle şehir hayatına mahkum olan bizler için, üreticinin emeğinin karşılığını bulduğu, gıdayla insanın yeniden ilişki kurduğu, toprağa, suya, doğaya dokunduğu bir beslenme biçimi bulmak/kurmak çok zor görünüyor. Evet, oldukça zor, ancak mümkün!
BÜKOOP (Boğaziçi Mensupları Tüketim Kooperatifi) “Gıdada Dayanışma” sloganıyla 2009 yılından bu yana sağlıklı ve adil gıdayı hiçbir kar amacı gütmeden ortakları ve tüketicisiyle buluşturuyor. Toplam 200 ortak ve yaklaşık 40 civarı gönüllü çalışanla varlığını sürdüren BÜKOOP, Boğaziçi Üniversitesi kampüsü içinde baraka olarak adlandırdıkları bir çeşit bakkal dükkanına sahip. Gönüllü nöbetçilerin çabalarıyla var olan baraka, tüketicinin talebini bekletmeden karşılamak, yeni insanlara ulaşmak, gönüllülük esaslı işleri görünür hale getirmek açısından oldukça etkili.
Kooperatifin karar alma mekanizması ise oldukça basit: BÜKOOP toplantıları herkese açık ve kararlar oybirliğiyle alınıyor. Üniversitede akademik personel, idari personel, öğrenci ve gönüllülerin elbirliğiyle eşit koşullarda çalıştığı ve can verdiği bu güzel oluşuma http://www.bukoop.org/ adresinden destek verebilir, belki bir gün bizler de benzer bir kooperatif modeliyle sağlıklı ve adil gıdaya erişebiliriz.