Dünya Ekonomi Emisyon & İmisyon Haberler İklim Değişikliği

Conference of Parties: COP27 Nedir? Alınan Kararlar Nelerdir?

COP Nedir, Kimler Katılım Sağlayabilir ?

Taraflar Konferansı, ingilizcesi ile “Conference of Parties, COP” her yıl belirlenen bir ayda dünya liderlerinin katılımı ile gerçekleşen, iklim krizi, su kıtlığı gibi küresel sorunlara çözümler üretmeye yönelik ve bu sorunlarla mücadele etmek için geleceğe yönelik stratejik planların hazırlandığı konferanstır. 1995 yılından bu zamana kadar 27 adet konferans tamamlayan COP bu sene Mısır’ın Şarm el Şeyh şehrinde,  6-18 Kasım tarihleri arasında gerçekleştirilmiştir. Konferanslara BM iklim anlaşmasına dahil olan ülkeler katılım sağlamaktadır. Konferanslara katılım sağlayabilecek, anlaşmaları imzalayan-onaylayan ülkelere buradan ulaşabilirsiniz. Katılımcılar arasında dünya liderleri, bakanlar, medya mensupları, müzakereciler sivil toplum, uluslararası kuruluşlar ve işletmeler bulunmaktadır. [1][2][3]

 

Önceden İmzalanan Anlaşmalar ve Alınan Kararlara Kısaca Göz Atılırsa;

Küresel sıcaklığın 1,5 dereceye adım adım yaklaşması sebebiyle konferansta uluslararası düzeyde emisyon azaltma hedefleri belirlenmiştir. COP3’te, 1990 yılındaki seviyeye kıyasla 2008-2012 yılları için emisyonlarını %5 azaltma hedefi ’nde imzalanmıştır, COP8’de Kyoto Protokolü’nde bir değişiklik yapılarak halihazırda olan hedefe ek olarak 2013-2020 yılları için 1990 yılındaki seviyeye kıyasla %18 azaltma hedefi Doha Değişikliği olarak isimlendirilmiştir, COP21’de ise yenilenebilir enerji kullanımını destekleyen, küresel sıcaklığın artışını 2℃ altında tutmayı hedefleyen Paris Anlaşması Türkiye’nin de içinde olduğu 192 ülke tarafından kabul edildi. (Türkiye anlaşmayı sonradan onaylamıştır. Aşılması istenmeyen maksimum sıcaklık seviyesi 2℃’dir fakat hedef olarak sıcaklığın 1,5℃ altında tutulması olması önerilmiştir.) COP26’da Glasgow İklim Paktı ile 2023 yılının başlangıcına kadar Paris Anlaşması’nın hedeflerini karşılanması için taraf olan ülkelerin NDC’deki* 2030 hedeflerini güçlendirmeleri talep edilmişti. [4]

*Ulusal Katkı Beyanı (Nationally Determined Contributions, NDC), iklim etkilerine uyumun sağlanması ve emisyonları azaltmak için gerçekleştirilen bir iklim eylem planıdır. Paris Anlaşmasına taraf olan her bir ülkenin bir NDC oluşturması gerekmekte ve her beş yılda bir güncelleme yapması gerekmektedir. [5]  

Peki Bu Sene COP27’de Neler Tartışılmakta ?

Her konferans bulunduğu senenin ihtiyaçlarına yönelik amaca hizmet etmektedir. Bu amaçların bir kısmı çözüm sürecinde öneri ve kural getirmede bir kısmı ise mali destek sağlamada hizmet etmektedir. COP27’de oturumlar, tematik konular işlenecek şekilde ayrılmıştır. Bu konulardan birkaçı;

  • İklim değişikliğine uyumda bilime dayalı hedeflerin belirlenmesi ve uzun vadeli stratejik planların hazırlanması,
  • Gelişmekte olan ülkelerin bu sorunlarla mücadelesine destek ve finansman sağlamak,
  • Emisyonları azaltmaya yönelik hedeflerde değişiklik tutarlı sonuçların talep edilmesi,
  • Artan sıcaklıklar, su ve gıda talebi ve enerji güvensizliği,
  • Su, ulaşım ve temiz enerji için yenilikçi, iklime dayanıklı altyapı projeleri yatırımları,
  • Gençlerin iklim planları konusunda daha fazla söz sahibi olması için çalışmalara başlanılması (Gençliği ve toplumsal cinsiyeti kapsayan NDC oluşturmak, Gelişmekte olan ülkelerde gençlik finansmanı programını oluşturmak),
  • Hedeflere ulaşmak için geliştirilebilecek teknolojik inovasyonlar (Tarım, havacılık gibi çeşitli sektörlerde yeşil inovasyon çağrısı)
  • Geçen yıllarda verilmiş olan taahhütlerin pekiştirilmesi (Küresel karbon piyasasının kurulması, net sıfır karbon emisyonu, devletlerin mali taahhütler, çalışma koşullarının iyileştirilmesi, doğal yaşamı koruma)

seklinde gösterilebilir. Oturumlarda ağırlanan konuklara ve konuşulan konulara detaylı olarak buradan ulaşabilirsiniz. [6]

 

Resim BBC web sitesinden alınmıştır.

 

Oturumlarda Özellikle Savunmasız Ülkeler İçin Alınan Genel Kararlar Kapsamında;

COP26’da belirlenen hedeflerin yeterince karşılanamaması sebebiyle COP27’de bu hedeflere ulaşımın sağlanması için somut eylemlerin alınması, özellikle gelişmekte olan ve savunmasız ülkeler için hayati öneme sahip. Örnek verilmesi gerekirse Doğu Afrika’da 20 milyon iklim krizinin bir getirisi olan sebebiyle gıda güvensizliği ile karşı karşıya. Bu ülkelere sağlanması gereken destekleri ve bu konularda alınan kararları kısaca aşağıdaki gibi 5 ana başlıkta toplayabiliriz;

  1. Azaltma: COP26’da ülkelerin sunduğu ulusal katkı planlarına göre küresel sıcaklık 2℃’yi aşmaması istenirken (1,5℃ ile sınırlandırılması isteniyordu) tahmini olarak yüzyıl sonuna kadar 2,5℃ yi aşacağını gösteriyordu. Hedeflenen sınırın sağlanamaması COP27’de güvenilir, gerçekçi ve güçlü uzun vadeli stratejileri oluşturma gerekliliğini gözler önüne sermiştir. Bu amaçtaki ilk adım karbon salınımdaki açığın kapatılması olarak gösterilmiştir.

 

  1. Uyum: COP26’da bu amaç doğrultusunda atılmış iki adım bulunmakta; gelişmiş ülkelerin adaptasyon kısmına ayrılan finansmanın en az iki kat arttırmaları ve Küresel Uyum Hedefi (Global Goal on Adaptation, GGA) kapsamında iki yıllık bir çalışma sürecinin başlatılması. COP27’de gelişmekte olan ülkelerin iklim değişikliğine maruziyeti azaltmak ve uyum sağlamak için hedef kapsamı, veriler vb. gibi program içeriğinde somut bir şekilde ilerlenmesi gerektiği belirtilmiştir. Buna ek olarak uyum planları için sağlanacak hibenin miktarında daha net bir tahmin elde etmek için Ulusal Uyum Planı (National Adaptation Plan) ve Adaptasyon İletişimleri’nin (Adaptation Communications) de hazırlanması gerektiği belirtilmiştir.

 

  1. Finansman: COP26’da savunmasız ülkelere destek amaçlı 2020’den 2025 yılına kadar her yıl taahhüt edilen 100 milyar dolarlık hedefe ulaşamaması konferansın güvenilirliğini zedelemiştir. COP27’de ise yeni bir iklim finansman hedefi konulmuştur: 2025 yılına kadar toplam 600 milyar dolar. Bu hedefin büyük bir yüzdesini G7 ülkelerinin sağlaması gerektiği beklenmektedir.

 

  1. Kayıp ve Hasar: İklim krizinin etkilerinin hali hazırda oluşturduğu veya iklim değişikliği kaynaklı aşırı olaylarından kaynaklanan maliyet kayıp ve hasar olarak adlandırılmaktadır. COP26’da en hızlı ivme kazanılan ve adım atılan konulardan biridir. COP26, bu olumsuz etkilerin en aza indirilmesinde gerçekleştirilecek faaliyetlerin finansmanının düzenlemesi için Glasgow Diyaloğunu oluşturmuştur. Gelişmekte olan ülkeler için etkili bir şekilde hasar ve kayıplarla nasıl başa çıkılacağı konusunda teknik destek vermeyi amaçlayan “Santiago Kayıp ve Hasar Ağı (The Santiago Network on Loss and Damage, SNLD)”, operasyonel hale getirilmesi konusunda çalışmalar yapılmıştır.

 

  1. Küresel Envanter: Paris Anlaşması’nın Küresel Envanteri (Global Stocktake, GST), anlaşmada belirtilen hedefleri hayata geçirme konusunda dünyanın ilerleyişini değerlendiren, Paris Anlaşması’nın uygulanmasına yönelik çalışmaların takip ve değerlendirme sürecidir. Azaltma, uyum, uygulama ve destek mekanizmaları konusundaki ilerlemeyi ve buna ek olarak alınan önlemlerin ekonomik ve sosyal çıktıları değerlendirmenin bir parçası olacaktır. COP27’nin GST bulguları, Teknik Diyalog (Technical Dialogue, TD) olarak isimlendirilen görüşmede ortak ilerleyiş anlayışını geliştirmek için uzmanlar, taraftarlar ve taraf olmayan paydaşlar arasında değerlendirilecektir. Ve bu görüşme COP28’de GST’nin çıktıları alınmadan önce gerçekleştirilecek. Bu görüşmelerin avantajı hem Küresel Envanter sisteminin işleyişini gösterecek hem de iki sene arasındaki değişimin incelenmesi ve karşılaştırılması olacaktır. [7][8]

Konferansta incelenen, tüm konularda alınan kararlara detaylı olarak buradan ulaşabilirsiniz. [9]

 

Türkiye’nin Taahhüt Ettiği Hedefler Nelerdir ?

Bu sene Türkiye’yi temsilen konferansa katılımı Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum sağlamıştır. İklim zirvesinde yaptığı açıklamada güncellenmiş olan Türkiye’nin Ulusal Katkı Beyanı kapsamında 2030 yılı için belirlenen %21 emisyon artış azaltma hedefinin %41’e çıkartıldığını açıklamıştır. Azaltma hedefinin artması ile Türkiye’nin gelecek dönemde net sıfıra** ulaşmasında ihtiyaç duyulan maliyetin yükseleceği ve fosil yakıt kullanımında hassaslaşacağı öngörülmektedir. [10]

**Net-sıfır: İnsan faaliyetlerinin bir sonucu olarak atmosfere salınan ve sera etkisine neden olan gaz emisyonlarını yeryüzünden doğal olarak (okyanuslar, ormanlar aracılığıyla) emilen miktarına eşitleyip mümkün olduğunca sıfıra indirmek anlamına gelmektedir.

 

Kaynakça:

[1] https://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-63602633

[2] https://unfccc.int/process/parties-non-party-stakeholders/parties-convention-and-observer-states?gclid=Cj0KCQiAveebBhD_ARIsAFaAvrFdwLUrQVE9cO81RKA-HrZlHXaJF9fQuQ1Gab6WQDFDbzeX9reibVUaAhk3EALw_wcB

[3] https://tr.euronews.com/2022/11/06/cop26-iklim-zirvesi-ni-takip-ederken-bilmeniz-gereken-teknik-terimler-neler

[4] https://www.mfa.gov.tr/kyoto-protokolu.tr.mfa

[5] https://www.un.org/en/climatechange/all-about-ndcs#:~:text=First%2C%20what%27s%20an%20NDC%3F,update%20it%20every%20five%20years.

[6] https://seors.unfccc.int/applications/seors/reports/events_list.html?session_id=COP%2027

[7] https://www.chathamhouse.org/2022/08/what-cop27

[8] https://s360.com.tr/S360MagDetail?postid=d73a3a1b-1a95-4078-8622-06d5e70da59e

[9] https://unfccc.int/cop27/auv

[10] https://www.bbc.com/turkce/articles/ceq20288wglo

Yazar hakkında

Sedef Karaman