15 Mart 1941… Edebiyata düşkün bir ailenin, edebiyat dolu hayatı olacak bir kızı doğdu. Adı Tomris. Papirüs dergisi kurucularından olan, onlarca öykü kitabı yazan, yaptığı 60’ı aşkın çevirilerle Türk edebiyatına yeni eserler kazandıran bir kadın Tomris Uyar.
“Konuştukça, söyleyemediklerimiz birikiyor.”
Tomris Uyar
Edebiyat hayatının yanı sıra, aşk dolu bir hayatı vardı onun. Aslında ismi anıldığında akla ilk gelen de bu olur genelde. Denize karşı oturup, kahve eşliğinde sabaha kadar dinlenilebilecek türden bir hayat öyküsü onunki.
Şiir yazmak kadar, şiir yazdırmak da sanattır. Turgut Uyar’ın, Cemal Süreya’nın, Edip Cansever’in en güzel şiirlerinin yazdıranıdır Tomris Uyar.
Aşklarının şiddetini yazdıkları şiirlerle çok açık bir şekilde anlatan üç şair…
Bir bozuk saattir yüreğim hep sende durur…
Turgut Uyar’ın bozuk saate benzettiği yüreğinde yer bulmuş onun güzelliği. Hayatının en uzun soluklu sevdası olmuş, belki de bu yüzden en şanlısı Turgut Uyar’dı.
Herkes seni sen zanneder.
Senin sen olmadığını bile bilmeden,
Sen bile
Seni ben geçerken
Derim ki,
Saati sorduklarında;
Onu ”O” geçiyordur
Kimse anlam veremez.
Tamir ettirmedin gitti derler şu saati.
Ettirmek istiyor musun demezler.
Bir bozuk saattir yüreğim, hep sende durur.
Zamanı durdururum yüreğimde,
Sensiz geçtiği için,
Akrep yelkovana küskündür.
Şu bozuk saat çalışsa benim için ölümdür.
Bil ki akrep yelkovanı geçerse,
Atan bu yüreğim durur.
Bırak bozuk kalsın, hiç değilse
Bir bozuk saattir yüreğim, hep sende durur.
Daha nen olayım isterdin, onursuzunum senin…
Ona karşı duygularını en dolu haliyle yaşamış bir aşık Cemal Süreya. Ünlü şair unutulmaz şiirlerinin birçoğunu ona yazmış. Onlar derin bir aşk yaşamışlar ve bunun için var olan evliliklerini bitirmişler.
“Kendisini tanıdığımda ben evliydim, o da evliydi. Ankara’da tanıştık, Sanatseverler Derneği’nde -hiç unutmuyorum-… O, bana herhalde bir arkadaşıyla, yani Ülkü Tamer’le evli ve edebiyata düşkün genç bir kız olarak ilgi gösterdi ama çok sıradan bir ilgi gösterdi. Ben de onun, sandığımdan çok daha -nasıl söylesem- daha derin demeyeyim de, daha keşfedilmeye değer bir insan olduğunu düşündüm.” diye anlatıyor Cemal Süreya.
Tomris Uyar ise bir anısını şöyle anlatıyor:
“Her akşam işten çıkıp şıp diye eve damlıyordu Cemal Süreya. Bir gün Tomris Uyar, ‘Biraz gez dolaş, arkadaşlarınla falan buluş’ dedi. Ertesi gün geç geldi Cemal Süreya, daha ertesi gün de, hep geç geldi. Bu akşamlardan birinde, örtü silkelemek için pencereyi açan Tomris, apartmanın girişinde oturan Cemal’i gördü ve gerçek ortaya çıktı. Her akşam iş çıkışı eve geliyor ama aşağıda oturup ‘gecikiyordu’ Cemal Süreya… Tomris Uyar tarafından durumun adı derhal kondu: Şahsiyet Rötarı…”
Ben seni uzun bir yolda yürürken görmedim hiç…
Edip Cansever’de Tomris Uyar hayranlarından. O, aşkını her yıl sevdiği kadının doğum gününde bir şiir yayınlayarak göstermiş.
İki insanı denize karşı rakı içerken gören çok olmuş. Edip Cansever orada üç beş kelime karalar peçeteye : “ Tomris rakıyı çok severdi, bense onu…”
…
Seni görünce dünyayı dolaşıyor insan sanki
Hani Etiler’den Hisar’a insek bile
Bir küçük yaşındasın, boyanmış taranmışsın
Çok yaşında her zamanki çocuksun gene
Ben seni uzun bir yolda yürürken görmedim ki hiç.
Mart ayında patlıcan, ağustosta karnabahar
Mutfağın mutfak olalı böyle
Bir adın vardı senin, Tomris Uyar’dı
Adını yenile bu yıl, ama bak Tomris Uyar olsun gene
Ben bu kış öyle üşüdüm ki sorma
Oysa güneş pek batmadı senin evinde
Söyle
Ben seni uzun bir yolda yürürken gördüm müydü hiç.
”Sevgililik ya da aşk duygusu zamanla yara alabiliyor, örselenebiliyor, bitebiliyor. Bitmeyen tek aşkın gerçek ve lirik bir dostluk olduğunu Edip Cansever öğretti bana.” diyor Tomris Uyar.
Tomris Uyar’a ve tüm kadınlara sevgilerle…