Akademik Çevre Mühendisliği Dünya Ekoloji Gıda, Tarım & Hayvancılık Su Sürdürülebilirlik Toprak Yazı Dizileri

Ekosistemler Yazı Dizisi I: “Biyo-Büyüteç”lerin Öyküsü

Pestisitlerin Ekosistem Üzerindeki

fog-918976_960_720
herbicide-587589_960_720

Muhtemelen insan ve küresel ekosistemin diğer tüm canlı ve cansızları arasındaki en büyük fark, insanın ne zaman ne yapacağının belli olmamasıdır. Bütün diğer yaratıklar iyi kurgulanmış kurallara göre rol alırlar.

pesticides-148331_960_720Karıncalar karınca kolonisi kurarlar. Bu işi sürekli yaparlar. Aya gitme veya oturup roman yazma isteğine sahip bir karıncanın olabileceği düşüncesi oldukça gülünçtür. İnsanlar ise klorlu pestisit* geliştirme, nükleer bomba fırlatma veya küresel iklim değiştirme gibi kararlar dahi alabilirler! Bu nedenle sadece ekolojik perspektiften bakıldığında insanoğlu farklı ve korkutucu gözükmektedir.

*Pestisit: Tarımsal zararlıları engellemek için kullanılan kimyasal ilaçlara verilen isim.


pesticides-1715250_960_720İstenmeyen organizmaların kontrolünde büyük ölçekte pestisitlerin kullanımı buluşla birlikte II.Dünya Savaşı esnasında başlamıştır. Etkili bir şekilde ilk olarak kullanılan organik pestisit türü DDT*’dir. daha öncesinde, tarımsal pestisit olarak arsenik ve diğer bazı kimyasallar kullanılmış fakat bu kimyasalların yüksek maliyet ve insanlar üzerindeki toksik etkisinden dolayı kullanımı azalmıştır. DDT daha ucuz, dayanıklı, etkili olmasına karşın insanoğlu üzerinde tehlikeli görülmemişti.Yıllar sonra DDT’nin çok yavaş ayrıştığı, hayvanların yağ dokusunda biriktiği ve besin zinciri ile bir organizmadan diğerine kolay bir şekilde geçtiği bulunmuştur. DDT’nin besin zincirindeki serüveni, konsantrasyonunda artışa yol açtığından dolayı biyo-büyüteç olarak bilinmektedir.Diğer bir ifadeyle trofik seviye( üreticilerden tüketicilere doğru besin zinciri) artarken DDT daha da konsantre olmaktadır.

*DDT: Dikloro Difenil Trikloroethan. 1939 yılında keşfedilmiştir.


Bunu bir örnekle somutlaştıralım: Bir nehir ağzında besin zincirindeki DDT Konsantrasyonları aşağıda verilmiş olsun. Sudan büyük kuşlara geçen DDT seviyesi için konsantrasyon faktörünün 500.000 olduğunu not edelim. DDT, kuşların kalsiyum metabolizmalarını etkilediğinden yumurtaları oldukça ince kabuklu hale gelmekte ve bu da kabukların kırılma riskini yükseltmektedir. Bu nedenle çok yüksek DDT konsantrasyonlarının bir sonucu olarak çok sayıda kuş yok olmanın eşiğindedir.

Bir Nehir Ağzı Besin Ağındaki DDT Kalıntıları
Besin ZinciriDDT Kalıntıları(ppm cinsinden)
Su0,00005
Plankton0,004
Küçük Balık0,23
Yırtıcı Balık1,33
Balıkçıl (Küçük türler ile beslenen)3,57
Çöp ve süprüntü yiyen hayvan6,00
Balık yiyen ördek22,80

Tablo Kaynağı: Data from Woodell, G.m. ET AL. 1967. Science, 156: 821-824

İnsanların tabii ki besin zincirinin en üst tabakasını oluşturduğunu biliyoruz. Bu nedenle, DDT’nin besin zincirine karışmasıyla insanoğluna ulaşan DDT seviyesi çok yüksek seviyelerde beklenmektedir. İnsanoğlu, uzun yıllar DDT ile herhangi bir akut hastalık arasında bağlantı kuramadığından, DDT seviyesindeki artış halk sağlığı bakımından herhangi bir endişeye yol açmamıştır. Daha sonraları, insan üreme sistemi üzerinde DDT gibi kimyasalların hassas etkileri olduğu anlaşılmış ve kamuoyu endişesi DDT’nin ABD’de yasaklanmasını sağlamıştır. ABD’nin DDT’yi yasaklamasının en büyük sebebi: anne sütündeki DDT seviyesinin inek sütünde müsaade edilen seviyeden tam 4-5 kat daha yüksek oranda bulunmasıdır.

DDT’nin ayrıca Alzheimer riskini de arttırdığı düşünülmektedir.

DDT kullanımı ülkemizde 1980’li yıllarda yasaklanmıştır.


DDT ile ilgili yaşanmış kısa bir anıyı da sizlere aktaralım:

Borneo’da bir köyde, WHO(Dünya Sağlık Örgütü) çalışanları, hastalık taşıma riskine karşın köyde yaşayan insanların sağlığını korumak amacıyla sinekleri öldürmek için sazlık ve samanlıktan yapılmış kulübelerin içine DDT püskürtmüşlerdir. Kuruyan sinekler sazlık ve saman içinde yaşayan ve sineklerle beslenen küçük kertenkeleler için kolay av olduğundan büyük doz DDT kullanımı sonucu kertenkeleler hastalanmıştır. Kertenkeleler köy kedilerine av olmuş, belli zaman sonra kediler de ölmeye başlamıştır. Kertenkeleler ve kedilerin ölümünden sonra popülasyonu artan fareler köye saldırmaya başlamış, bozulan dengeyi düzeltmek için sağlık görevlileri tarafından köye paraşütle canlı kediler bırakılmıştır.

Not: Bu yazı, Prof. Dr. İsmail Toröz’ün izniyle; Prof. Dr. İsmail Toröz’ün çeviri editörü olduğu Nobel Yayınevinden çıkan “Çevre Mühendisliğine Giriş” kitabından alınmıştır.

Yazar hakkında

Muratcan Başkurt

Dum potes vive