Çevre Bilinci Deniz Ekolojisi Ekoloji Ekosistem

Mercan Resiflerindeki 4. Küresel Ağarma

Mercan resifleri, okyanus ekosistemlerinin en canlı ve biyolojik çeşitliliğinin en yüksek bölgelerinden biridir. Ancak son yıllarda bu muhteşem ekosistemlerin karşı karşıya kaldığı en büyük tehditlerden biri, resiflerin ağarmasıdır. Bu fenomen, küresel ısınmanın ve endüstri gelişiminin bir sonucu olarak hızla artmakta ve okyanusların sağlığı üzerinde büyük etkiler yaratmaktadır. Peki, mercan ağarması ve bu kadar büyük bir tehlike oluşturmaktadır?

Mercan Ağarması Nedir?

Mercan ağarması, mercanların strese girmesi ve bu nedenle renklerini kaybetmeleriyle ortaya çıkmaktadır. Mercanlar, simbiyotik bir ilişki içinde “zooxanthellae” olarak adlandırılan mikroskobik alglerle birlikte yaşarlar. Bu sayede fotosentez yoluyla mercanlara enerji ve aynı zamanda canlı renklerini veren pigmentlerin yerleşimi sağlanır. Ancak su sıcaklıklarındaki artış, kirlilik ve okyanus asitlenmesi gibi stres faktörleri, bu hassas dengenin bozulmasına olabilir. Bozulan bu denge, mercanların besin kaynağı olan ve rengini veren algleri kendilerinden uzaklaştırmasına yol açar. Bu duruma ağarma denir.

Geçmişteki Ağarma Olayları ve 2023’teki Farklılıklar

Uzun süren yüksek okyanus sıcaklıklarının neden olduğu mevcut ağarma, 53’ten fazla ülke ve bölgedeki resifleri ve resiflerin bulunduğu tüm alanların yüzde 54’ünü etkiledi. Karayipler, Avustralya’nın Büyük Set Resifi ve Güney Pasifik’in büyük bir kısmı gibi bazı yerlerde 2023’ün başlarında yaygın ağarma belgelenmeye başlandı. Hint Okyanusu ve Güney Atlantik’teki ülkelerden gelen son raporlarla birlikte, ağarmanın küresel olduğu belirlendi. Dördüncü ağarma ile ilgili ilk uyarı işaretleri, geçen yıl Florida kıyılarındaki suyun bir jakuzi kadar sıcak olduğunun fark edilmesiyle ortaya çıkmıştı.

1998, 2010 ve 2014-2017’deki son üç olay gibi bu ağarma da genellikle sıcaklıklarında yükselişe yol açan El Niño’ya denk geldi. Geçen yıl deniz yüzeyi sıcaklıkları, El Niño’nun etkilerinin iklim değişikliğiyle birleşmesi nedeniyle 1979’dan bu yana kayıt altına alınan sıcaklık rekorlarını kırmıştı. Ancak bu dördüncü ağarma olayı, 1998, 2010 ve 2014-2017 yıllarında yaşanan krizlerden çok daha geniş kapsamlı ve uzun süreli olabilir. Özellikle Büyük Set Resifi, Karayipler ve Hint Okyanusu gibi hassas bölgeler, deniz sıcaklığının sürekli olarak artmasından dolayı yüksek risk taşımaktadır.

Eylül 2023 tarihinde rekor suyu sıcaklığının tetiklediği dördüncü büyük küresel mercan ağarma olayını yaşıyoruz. İlk defa 1998 yılında başlayan kitlesel ağarma olayları, 2010 ve 2014-2017 yılları arasında da büyük etki gösterdi. 2023 yılında yaşanan bu dördüncü dalga ise sıcaklıkların tarihte görülmemiş seviyelere çıkması nedeniyle daha tehlikeli bir durum ortaya çıkarmaktadır.

**NOAA Mercan Resifi Gözlemevi’nin 1 Ocak 2023 ile 10 Nisan 2024 tarihleri ​​arasındaki 5 km çözünürlüklü küresel uydu Mercan Beyazlaması Uyarı Alanı Maksimum haritası. Bu şekil, dünya genelinde resif genelinde mercan beyazlamasına ve ölümlere neden olabilecek yüksek düzeyde ısısı stresi ( Beyazlama Uyarı Seviyeleri 2-5 ) yaşayan bölgeleri göstermektedir. (Görsel kaynağı: NOAA)

Tarihsel Bağlamda Ağarma Olayları 

Ağarma olayları her ne kadar dönemsel süreçlermiş gibi görünse de ekosistem ve yaşamına büyük etkiler bırakıyor. 1998, 2010 ve 2014-2017 yıllarındaki ağarma olayları, birçok ticari resife kalıcı hasar verdi. 1998’deki ilk ağarma dalgasında Büyük Set Resifi’nin %16’sı kaybolmuştu. 2010 yılında El Niño olayının çok sayıda bölgedeki ticari zararları görüldü. 2014-2017 yıllarında yaşanan ağarma ise özellikle Pasifik’te ciddi bir yıkıma neden oldu. NOAA düzenine göre, Büyük Set Resifi’nin %29’u bu süreçte kaybedildi.

NOAA, mevcut iklim koşullarını göz önünde bulundurarak, 2023-2024 döneminin geçmiş olaylardan çok daha uzun ve etkili bir ağarma olayına yol açabileceği konusunda uyarıda bulunuyor. Bu yıl yaşanan sıcaklıkları artışı, yalnızca suyun yüzeye yakın kısımlarında değil, aynı zamanda daha derinlerde de kendisini gösteriyor. Mercanlar için gereken ideal sıcaklıkların çok üzerinde çıkan bu değerler, resiflerin iyileşme sürecini de zorlaştırıyor. Örneğin, Karayipler’de Ağustos ayında deniz suyu sıcaklıkları 38 °C’ye ulaşarak tarihi bir rekora imza attı; bu da ideal olarak 23-29 °C arasında yaşayan kırılgan canlılar olan mercan yaşamını tehdit ediyor. 

Ekosistem ve Ekonomik Etkiler 

Mercan resifleri, dünya okyanuslarının sadece %0,1’ini kaplamasına rağmen, canlılarının yaklaşık %25’ine ev sahipliği yapıyor. Bu bölgelerde 4.000’den fazla balık türü, 800’den fazla ticari tür ve sayısız omurgasız canlı bulunmaktadır. Mercan resifleri, aynı zamanda yıllık 375 milyar doları aşan ekonomik bir değer sağlamakta; bu değer, turizm, balıkçılık ve kıyı koruma gibi alanlarda elde edilen katkıları içermektedir.  

Mercan resifleri, bu yüzden dünya çapında 500 milyon insanın geçim kaynağı olan balıkçılık ve sektörleri için hayati öneme sahiptir. Bu kitlesel ağarma dalgalarının devam etmesi halinde ekosistemin çökmesi, pek çok canlı türünün tehlikeye girmesi, sayısız insanın geçim kaynaklarının kaybolması ve yerel ekonomilerde büyük olayların yaşanması bekleniyor. Örneğin, mercan turizminin yıllık ekonomik değerinin yaklaşık 36 milyar dolar olarak tahmin ediliyor ve ağarma olaylarının devamında yok olan mercan resifleri, doğal olarak bu ekonomik faktörün kaybedileceği anlamına geliyor.

Çözüm Arayışları ve Koruma Önlemleri 

Su sıcaklıklarının düşürülmesi için bazı koruma önlemleri hayata geçiriliyor. Her ne kadar önemli adımlar olsa da kullanılan bu önlemlerin tek başına yeterli olmayacağı belirtiliyor. Bunun yanında, karbon emisyonlarının azaltılması, plastik ve kimyasalların engellenmesi gibi daha geniş kapsamlı iklim politikalarına ihtiyaç var. Ayrıca ticari restorasyon projeleri üzerinde daha fazla çalışılıyor; ancak iklim değişikliğine karşı acil eylem planları olmadan, bu önlemler uzun vadeli sınırlı fayda sağlayabilir gibi görünüyor.

Mercan resiflerinin geleceği, iklim değişikliğine karşı alınacak önlemlere bağlı. Küresel sıcaklığın 1,5 °C seviyelerinde tutulabilmesi, mercan resiflerinin hayatta kalma oranını artıracaktır. Bu doğrultuda, bireyler, sivil toplumlar ve hükümetler olarak hepimiz tarafından atılması gereken adımlar var. Geri dönülmez kayıpların önüne geçmek için bu krizlere karşı daha bilinçli ve kararlı olmamız gerekiyor.

Kaynakça

https://coralreef.noaa.gov/

https://www.noaa.gov/news-release/noaa-confirms-4th-global-coral-bleaching-event

https://www.nesdis.noaa.gov/news/noaa-confirms-fourth-global-coral-bleaching-event

https://icriforum.org/4gbe/

Yazar hakkında

Serhat Erikci